Vocabulary
Tematik Olarak Collocations Öğrenelim
İngilizce öğrenme serüveninizi bir adım öteye taşımaya hazır mısınız? 🤩 Dilimize renk katan ve iletişimimizi daha güçlü hale getiren collocations'lar hakkında konuşacağız. Peki… collocations nedir diye merak ediyor musunuz? 🤔 Collocations, birlikte kullanıldıklarında anlam taşıyan ve sıkça yan yana geldikleri için dilde doğal bir akıcılık sağlayan kelimelerin eşleşimidir. Örneğin, book a flight ✈️ gibi. İngilizce öğrenirken collocations'ları öğrenmek, sadece kelimelerin anlamlarını değil, aynı zamanda onları nasıl etkili bir şekilde kullanacağımızı da öğrenmemize yardımcı olur 😌 Bu da bizim iletişim becerilerimizi geliştirmemize ve İngilizceyi daha akıcı bir şekilde konuşmamıza katkı sağlar. Hazırsanız, hadi collocations dünyasına birlikte bir bakalım ve dilimizi daha renkli hale getirelim!
/ / / / / / / /
İş & Profesyonel Yaşam
make a decision (karar vermek)
She needs to make a decision about the new project. (Yeni proje hakkında bir karar vermesi gerekiyor.)
launch a product (ürün çıkarmak)
The company plans to launch a new product next month. (Şirket, gelecek ay yeni bir ürün çıkarmayı planlıyor.)
meet a deadline (son teslim tarihine yetişmek)
We have to meet the deadline for the client's project. (Müşterinin projesinin son teslim tarihine yetişmeliyiz.)
do business (iş yapmak)
They do business with clients from all over the world. (Dünya genelinden müşterilerle iş yapıyorlar.)
take responsibility (sorumluluk almak)
As a manager, it's important to take responsibility for the team's actions. (Bir yönetici olarak, takımın eylemlerinden sorumlu olmak önemlidir.)
Eğitim
do homework (ödev yapmak)
He always does his homework before class. (Ders öncesi her zaman ödevlerini yapar.)
take a test (sınav olmak)
Students will take a test on the material covered this semester. (Öğrenciler, bu dönem kapsanan konularda bir sınava girecekler.)
give a lecture (ders vermek)
The professor will give a lecture on quantum physics tomorrow. (Profesör yarın kuantum fiziği hakkında bir ders verecek.)
attend a class (derse katılmak)
I attend a class on creative writing every Tuesday evening. (Her Salı akşamı yaratıcı yazma dersine katılıyorum.)
study hard (çok çalışmak)
If you want to succeed, you need to study hard. (Başarılı olmak istiyorsanız, çok çalışmalısınız.)
Sağlık
catch a cold (soğuk algınlığı kapmak)
She caught a cold after being out in the rain without a jacket. (Montsuz yağmurda dışarıda kaldıktan sonra soğuk algınlığına yakalandı.)
feel better (daha iyi hissetmek)
After taking some medicine, I started to feel better. (Biraz ilaç aldıktan sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım.)
stay healthy (sağlıklı kalmak)
To stay healthy, it's important to eat a balanced diet and exercise regularly. (Sağlıklı kalmak için dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir.)
suffer from (acı çekmek / -den muzdarip olmak)
He suffers from allergies during the spring season. (İlkbahar mevsiminde alerjilerden muzdarip olur.)
recover from (iyileşmek)
It took him a few weeks to recover from the flu. (Grip hastalığından iyileşmesi birkaç hafta sürdü.)
Günlük Yaşam
make dinner (akşam yemeği hazırlamak)
She makes dinner for her family every evening. (Her akşam ailesi için akşam yemeği hazırlar.)
take a break (ara vermek)
After a long day at work, I like to take a break and relax. (Uzun bir iş gününden sonra ara verip dinlenmeyi severim.)
do the dishes (bulaşık yıkamak)
He does the dishes while his wife puts the kids to bed. (Karısı çocukları uyuturken bulaşık yıkar.)
go shopping (alışverişe gitmek)
We usually go shopping for groceries on the weekends. (Genellikle hafta sonları market alışverişi yaparız.)
come home (eve gelmek)
What time do you usually come home from work? (Genellikle işten ne zaman eve gelirsiniz?)
Seyahat & Tatil
book a flight (uçuş rezervasyonu yapmak)
They booked a flight to Paris for their summer vacation. (Yaz tatili için Paris'e uçak rezervasyonu yaptılar.)
take a trip (geziye çıkmak)
We're planning to take a trip to Italy next month. (Gelecek ay İtalya'ya bir gezi yapmayı planlıyoruz.)
go abroad (yurt dışına çıkmak)
He loves to go abroad and experience different cultures. (Yurt dışına çıkıp farklı kültürleri deneyimlemeyi sever.)
pack a suitcase (bavul hazırlamak)
Don't forget to pack your suitcase before we leave. (Gitmeden önce bavulunu hazırlamayı unutma.)
stay at a hotel (otelde kalmak)
They stayed at a beautiful hotel overlooking the ocean. (Denizi gören güzel bir otelde kaldılar.)
İletişim & Sosyal İlişkiler
make friends (arkadaş edinmek)
She easily makes friends wherever she goes. (Nereye giderse gitsin kolayca arkadaş edinir.)
keep in touch (iletişimde kalmak)
We keep in touch with our relatives through video calls. (Akrabalarımızla video aramalar yoluyla iletişimde kalırız.)
get along with (birisiyle iyi geçinmek)
He gets along with his coworkers very well. (İş arkadaşlarıyla çok iyi geçinir.)
join a group (bir gruba katılmak)
She decided to join a book club to meet new people. (Yeni insanlarla tanışmak için bir kitap kulübüne katılmaya karar verdi.)
share an interest (bir ilgiyi paylaşmak)
They share an interest in photography and often go on photo walks together. (Fotoğrafçılık konusundaki ortak ilgilerini paylaşırlar ve sık sık birlikte fotoğraf gezilerine çıkarlar.)
Teknoloji
download an app (bir uygulama indirmek)
I need to download a new app for managing my finances. (Finanslarımı yönetmek için yeni bir uygulama indirmem gerekiyor.)
enter a password (şifre girmek)
Make sure to enter your password correctly to access your account. (Hesabınıza erişmek için şifrenizi doğru bir şekilde girdiğinizden emin olun.)
back up files (dosyaları yedeklemek)
It's important to regularly back up your files to prevent data loss. (Veri kaybını önlemek için dosyalarınızı düzenli olarak yedeklemek önemlidir.)
upgrade software (yazılımı güncellemek)
She upgraded her software to the latest version for better performance. (Daha iyi performans için yazılımını en son sürüme yükseltti.)
browse the web (web'de gezinmek)
He spends hours browsing the web every day. (Her gün saatlerini web'de gezinerek geçirir.)
Yiyecek & İçecek
brew coffee (kahve demlemek)
She brews coffee every morning to start her day. (Gününe başlamak için her sabah kahve demler.)
eat out (dışarıda yemek yemek)
Let's eat out tonight instead of cooking at home. (Bu akşam evde yemek pişirmek yerine dışarıda yemek yiyelim.)
cook a meal (yemek pişirmek)
He loves to cook a meal for his friends when they come over. (Arkadaşları geldiğinde onlar için yemek pişirmeyi çok sever.)
taste delicious (lezzetli olmak)
The cake tasted delicious with the homemade frosting. (Ev yapımı kremasıyla pasta çok lezzetliydi.)
order dessert (tatlı sipariş etmek)
Don't forget to order dessert after dinner. (Akşam yemeğinden sonra tatlı sipariş etmeyi unutma.)
Spor & Aktiviteler
play football (futbol oynamak)
They often play football in the park on weekends. (Hafta sonları parkta sık sık futbol oynarlar.)
go jogging (koşuya çıkmak)
I try to go jogging every morning before work. (İşe gitmeden önce her sabah koşuya çıkmaya çalışıyorum.)
do yoga (yoga yapmak)
She does yoga to relax and relieve stress. (Rahatlamak ve stresi azaltmak için yoga yapar.)
lift weights (ağırlık kaldırmak)
He enjoys lifting weights at the gym to stay in shape. (Formda kalmak için spor salonunda ağırlık kaldırmaktan hoşlanır.)
take a hike (doğa yürüyüşüne çıkmak)
We're planning to take a hike in the mountains this weekend. (Bu hafta sonu dağlarda doğa yürüyüşü yapmayı planlıyoruz.)
Duygular & İnsan İlişkileri
feel joy (neşe hissetmek)
She feels joy whenever she spends time with her family. (Ailesiyle vakit geçirdiğinde her zaman neşeli hisseder.)
express anger (öfkeyi ifade etmek)
He expressed his anger because of the unfair treatment he had received. (Gördüğü haksız muameleden dolayı öfkesini dile getirdi.)
show appreciation (takdir göstermek)
They showed their appreciation by giving him a thank-you card. (Ona teşekkür kartı vererek takdirlerini gösterdiler.)
bear grudges (kin tutmak)
She doesn't bear grudges and believes in forgiveness. (Kin tutmaz ve affetmeye inanır.)
share feelings (duyguları paylaşmak)
It's important for couples to share their feelings and communicate openly. (Çiftlerin duygularını paylaşıp açık iletişim kurmaları önemlidir.)
Hava & Çevre
clear skies (açık gökyüzü)
The weather forecast predicts clear skies for the weekend. (Hava tahmini, hafta sonu için açık gökyüzünü öngörüyor.)
pour rain (yağmur yağmak)
It started to pour rain just as we left the house. (Evden çıktığımız anda yağmur yağmaya başladı.)
blow wind (rüzgar esmek)
The wind blew fiercely during the storm last night. (Dün geceki fırtına sırasında rüzgar şiddetli şekilde esti.)
melt ice (buzun erimesi)
With the warmer temperatures, the ice began to melt quickly. (Daha sıcak sıcaklıklarla birlikte buz hızla erimeye başladı.)
drop temperature (sıcaklığın düşmesi)
The drop in temperature was unexpected for this time of year. (Sıcaklıktaki düşüş yılın bu zamanı için beklenmedikti.)
Sanat & Kültür
play music (müzik çalmak)
He plays music at local events and festivals. (Yerel etkinliklerde ve festivallerde müzik çalar.)
draw a picture (resim çizmek)
She loves to draw pictures of landscapes and nature. (Manzara ve doğa resimleri çizmeyi çok sever.)
write a poem (şiir yazmak)
He wrote a poem about his experiences traveling the world. (Dünyayı gezerken yaşadığı deneyimler hakkında bir şiir yazdı.)
visit a museum (müze ziyaret etmek)
They decided to visit a museum to learn more about ancient civilizations. (Antik medeniyetler hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir müzeyi ziyaret etmeye karar verdiler.)
read a novel (roman okumak)
She spends her evenings reading novels in her cozy armchair. (Akşamlarını rahat koltuğunda roman okuyarak geçirir.)
Umarım, bu yazıyı okuduktan sonra collocations'ları sevmeye ve günlük İngilizce pratiklerinizde sıklıkla kullanmaya başlamışsınızdır 😁 Unutmayın, İngilizce öğrenmek sadece gramer kurallarını ezberlemek değildir, aynı zamanda dilin içindeki renkleri keşfetmek, onları kullanarak iletişim kurmak ve kültürler arası köprüler kurmaktır 🙏🏻 Collocations'lar bu köprüleri sağlamlaştıran tuğlalardır. Yazıda geçen collocations'ları tekrar etmek isterseniz, Quizlet hesabımdaki kelime setine göz atabilirsiniz 😊
👉🏻 https://bit.ly/3wlsXzK