Hemen başla

Hemen başla

Hemen başla

Vocabulary

Tematik Olarak Collocations Öğrenelim

İlknur Acar

6 May 2024

10

İngilizce öğrenme serüveninizi bir adım öteye taşımaya hazır mısınız? 🤩 Dilimize renk katan ve iletişimimizi daha güçlü hale getiren collocations'lar hakkında konuşacağız. Peki… collocations nedir diye merak ediyor musunuz? 🤔 Collocations, birlikte kullanıldıklarında anlam taşıyan ve sıkça yan yana geldikleri için dilde doğal bir akıcılık sağlayan kelimelerin eşleşimidir. Örneğin, book a flight ✈️ gibi. İngilizce öğrenirken collocations'ları öğrenmek, sadece kelimelerin anlamlarını değil, aynı zamanda onları nasıl etkili bir şekilde kullanacağımızı da öğrenmemize yardımcı olur 😌 Bu da bizim iletişim becerilerimizi geliştirmemize ve İngilizceyi daha akıcı bir  şekilde konuşmamıza katkı sağlar. Hazırsanız, hadi collocations dünyasına birlikte bir bakalım ve dilimizi daha renkli hale getirelim!

/ / / / / / / /

İş & Profesyonel Yaşam

make a decision (karar vermek)

  • She needs to make a decision about the new project. (Yeni proje hakkında bir karar vermesi gerekiyor.)

launch a product (ürün çıkarmak) 

  • The company plans to launch a new product next month. (Şirket, gelecek ay yeni bir ürün çıkarmayı planlıyor.)

meet a deadline (son teslim tarihine yetişmek) 

  • We have to meet the deadline for the client's project. (Müşterinin projesinin son teslim tarihine yetişmeliyiz.)

do business (iş yapmak) 

  • They do business with clients from all over the world. (Dünya genelinden müşterilerle iş yapıyorlar.)

take responsibility (sorumluluk almak)

  • As a manager, it's important to take responsibility for the team's actions. (Bir yönetici olarak, takımın eylemlerinden sorumlu olmak önemlidir.)

Eğitim

do homework (ödev yapmak) 

  • He always does his homework before class. (Ders öncesi her zaman ödevlerini yapar.)

take a test (sınav olmak) 

  • Students will take a test on the material covered this semester. (Öğrenciler, bu dönem kapsanan konularda bir sınava girecekler.)

give a lecture (ders vermek) 

  • The professor will give a lecture on quantum physics tomorrow. (Profesör yarın kuantum fiziği hakkında bir ders verecek.)

attend a class (derse katılmak) 

  • I attend a class on creative writing every Tuesday evening. (Her Salı akşamı yaratıcı yazma dersine katılıyorum.)

study hard (çok çalışmak)

  • If you want to succeed, you need to study hard. (Başarılı olmak istiyorsanız, çok çalışmalısınız.)

Sağlık

catch a cold (soğuk algınlığı kapmak) 

  • She caught a cold after being out in the rain without a jacket. (Montsuz yağmurda dışarıda kaldıktan sonra soğuk algınlığına yakalandı.)

feel better (daha iyi hissetmek) 

  • After taking some medicine, I started to feel better. (Biraz ilaç aldıktan sonra kendimi daha iyi hissetmeye başladım.)

stay healthy (sağlıklı kalmak) 

  • To stay healthy, it's important to eat a balanced diet and exercise regularly. (Sağlıklı kalmak için dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir.)

suffer from (acı çekmek / -den muzdarip olmak) 

  • He suffers from allergies during the spring season. (İlkbahar mevsiminde alerjilerden muzdarip olur.)

recover from (iyileşmek)

  • It took him a few weeks to recover from the flu. (Grip hastalığından iyileşmesi birkaç hafta sürdü.)

Günlük Yaşam

make dinner (akşam yemeği hazırlamak) 

  • She makes dinner for her family every evening. (Her akşam ailesi için akşam yemeği hazırlar.)

take a break (ara vermek) 

  • After a long day at work, I like to take a break and relax. (Uzun bir iş gününden sonra ara verip dinlenmeyi severim.)

do the dishes (bulaşık yıkamak) 

  • He does the dishes while his wife puts the kids to bed. (Karısı çocukları uyuturken bulaşık yıkar.)

go shopping (alışverişe gitmek) 

  • We usually go shopping for groceries on the weekends. (Genellikle hafta sonları market alışverişi yaparız.)

come home (eve gelmek) 

  • What time do you usually come home from work? (Genellikle işten ne zaman eve gelirsiniz?)

Seyahat & Tatil

book a flight (uçuş rezervasyonu yapmak) 

  • They booked a flight to Paris for their summer vacation. (Yaz tatili için Paris'e uçak rezervasyonu yaptılar.)

take a trip (geziye çıkmak) 

  • We're planning to take a trip to Italy next month. (Gelecek ay İtalya'ya bir gezi yapmayı planlıyoruz.)

go abroad (yurt dışına çıkmak) 

  • He loves to go abroad and experience different cultures. (Yurt dışına çıkıp farklı kültürleri deneyimlemeyi sever.)

pack a suitcase (bavul hazırlamak) 

  • Don't forget to pack your suitcase before we leave. (Gitmeden önce bavulunu hazırlamayı unutma.)

stay at a hotel (otelde kalmak) 

  • They stayed at a beautiful hotel overlooking the ocean. (Denizi gören güzel bir otelde kaldılar.)

İletişim & Sosyal İlişkiler

make friends (arkadaş edinmek) 

  • She easily makes friends wherever she goes. (Nereye giderse gitsin kolayca arkadaş edinir.)

keep in touch (iletişimde kalmak) 

  • We keep in touch with our relatives through video calls. (Akrabalarımızla video aramalar yoluyla iletişimde kalırız.)

get along with (birisiyle iyi geçinmek) 

  • He gets along with his coworkers very well. (İş arkadaşlarıyla çok iyi geçinir.)

join a group (bir gruba katılmak) 

  • She decided to join a book club to meet new people. (Yeni insanlarla tanışmak için bir kitap kulübüne katılmaya karar verdi.)

share an interest (bir ilgiyi paylaşmak) 

  • They share an interest in photography and often go on photo walks together. (Fotoğrafçılık konusundaki ortak ilgilerini paylaşırlar ve sık ​​sık birlikte fotoğraf gezilerine çıkarlar.)

Teknoloji

download an app (bir uygulama indirmek) 

  • I need to download a new app for managing my finances. (Finanslarımı yönetmek için yeni bir uygulama indirmem gerekiyor.)

enter a password (şifre girmek) 

  • Make sure to enter your password correctly to access your account. (Hesabınıza erişmek için şifrenizi doğru bir şekilde girdiğinizden emin olun.)

back up files (dosyaları yedeklemek) 

  • It's important to regularly back up your files to prevent data loss. (Veri kaybını önlemek için dosyalarınızı düzenli olarak yedeklemek önemlidir.)

upgrade software (yazılımı güncellemek) 

  • She upgraded her software to the latest version for better performance. (Daha iyi performans için yazılımını en son sürüme yükseltti.)

browse the web (web'de gezinmek) 

  • He spends hours browsing the web every day. (Her gün saatlerini web'de gezinerek geçirir.)

Yiyecek & İçecek

brew coffee (kahve demlemek) 

  • She brews coffee every morning to start her day. (Gününe başlamak için her sabah kahve demler.)

eat out (dışarıda yemek yemek) 

  • Let's eat out tonight instead of cooking at home. (Bu akşam evde yemek pişirmek yerine dışarıda yemek yiyelim.)

cook a meal (yemek pişirmek) 

  • He loves to cook a meal for his friends when they come over. (Arkadaşları geldiğinde onlar için yemek pişirmeyi çok sever.)

taste delicious (lezzetli olmak) 

  • The cake tasted delicious with the homemade frosting. (Ev yapımı kremasıyla pasta çok lezzetliydi.)

order dessert (tatlı sipariş etmek) 

  • Don't forget to order dessert after dinner. (Akşam yemeğinden sonra tatlı sipariş etmeyi unutma.)

Spor & Aktiviteler

play football (futbol oynamak) 

  • They often play football in the park on weekends. (Hafta sonları parkta sık ​​sık futbol oynarlar.)

go jogging (koşuya çıkmak) 

  • I try to go jogging every morning before work. (İşe gitmeden önce her sabah koşuya çıkmaya çalışıyorum.)

do yoga (yoga yapmak) 

  • She does yoga to relax and relieve stress. (Rahatlamak ve stresi azaltmak için yoga yapar.)

lift weights (ağırlık kaldırmak) 

  • He enjoys lifting weights at the gym to stay in shape. (Formda kalmak için spor salonunda ağırlık kaldırmaktan hoşlanır.)

take a hike (doğa yürüyüşüne çıkmak) 

  • We're planning to take a hike in the mountains this weekend. (Bu hafta sonu dağlarda doğa yürüyüşü yapmayı planlıyoruz.)

Duygular & İnsan İlişkileri

feel joy (neşe hissetmek) 

  • She feels joy whenever she spends time with her family. (Ailesiyle vakit geçirdiğinde her zaman neşeli hisseder.)

express anger (öfkeyi ifade etmek) 

  • He expressed his anger because of the unfair treatment he had received. (Gördüğü haksız muameleden dolayı öfkesini dile getirdi.)

show appreciation (takdir göstermek) 

  • They showed their appreciation by giving him a thank-you card. (Ona teşekkür kartı vererek takdirlerini gösterdiler.)

bear grudges (kin tutmak) 

  • She doesn't bear grudges and believes in forgiveness. (Kin tutmaz ve affetmeye inanır.)

share feelings (duyguları paylaşmak) 

  • It's important for couples to share their feelings and communicate openly. (Çiftlerin duygularını paylaşıp açık iletişim kurmaları önemlidir.)

Hava & Çevre

clear skies (açık gökyüzü) 

  • The weather forecast predicts clear skies for the weekend. (Hava tahmini, hafta sonu için açık gökyüzünü öngörüyor.)

pour rain (yağmur yağmak) 

  • It started to pour rain just as we left the house. (Evden çıktığımız anda yağmur yağmaya başladı.)

blow wind (rüzgar esmek) 

  • The wind blew fiercely during the storm last night. (Dün geceki fırtına sırasında rüzgar şiddetli şekilde esti.)

melt ice (buzun erimesi) 

  • With the warmer temperatures, the ice began to melt quickly. (Daha sıcak sıcaklıklarla birlikte buz hızla erimeye başladı.)

drop temperature (sıcaklığın düşmesi) 

  • The drop in temperature was unexpected for this time of year. (Sıcaklıktaki düşüş yılın bu zamanı için beklenmedikti.)

Sanat & Kültür

play music (müzik çalmak) 

  • He plays music at local events and festivals. (Yerel etkinliklerde ve festivallerde müzik çalar.)

draw a picture (resim çizmek) 

  • She loves to draw pictures of landscapes and nature. (Manzara ve doğa resimleri çizmeyi çok sever.)

write a poem (şiir yazmak) 

  • He wrote a poem about his experiences traveling the world. (Dünyayı gezerken yaşadığı deneyimler hakkında bir şiir yazdı.)

visit a museum (müze ziyaret etmek) 

  • They decided to visit a museum to learn more about ancient civilizations. (Antik medeniyetler hakkında daha fazla bilgi edinmek için bir müzeyi ziyaret etmeye karar verdiler.)

read a novel (roman okumak) 

  • She spends her evenings reading novels in her cozy armchair. (Akşamlarını rahat koltuğunda roman okuyarak geçirir.)


    Umarım, bu yazıyı okuduktan sonra collocations'ları sevmeye ve günlük İngilizce pratiklerinizde sıklıkla kullanmaya başlamışsınızdır 😁 Unutmayın, İngilizce öğrenmek sadece gramer kurallarını ezberlemek değildir, aynı zamanda dilin içindeki renkleri keşfetmek, onları kullanarak iletişim kurmak ve kültürler arası köprüler kurmaktır 🙏🏻 Collocations'lar bu köprüleri sağlamlaştıran tuğlalardır. Yazıda geçen collocations'ları tekrar etmek isterseniz, Quizlet hesabımdaki kelime setine göz atabilirsiniz 😊

    👉🏻 https://bit.ly/3wlsXzK

  • Vocabulary

    Vocabulary for TRAVEL

    10 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Air Idioms

    9 Eyl 2024

    5 min

  • Collocations

    Collocations with TIME

    8 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Idioms About SECRETS

    6 Eyl 2024

    4 min

  • Collocations

    Collocations with GIVE

    5 Eyl 2024

    3 min

  • Vocabulary

    10 ways to say “IMPORTANT”

    7 Eyl 2024

    5 min

  • Vocabulary

    Vocabulary for TRAVEL

    10 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Air Idioms

    9 Eyl 2024

    5 min

  • Collocations

    Collocations with TIME

    8 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Idioms About SECRETS

    6 Eyl 2024

    4 min

  • Collocations

    Collocations with GIVE

    5 Eyl 2024

    3 min

  • Vocabulary

    10 ways to say “IMPORTANT”

    7 Eyl 2024

    5 min

  • Vocabulary

    Vocabulary for TRAVEL

    10 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Air Idioms

    9 Eyl 2024

    5 min

  • Collocations

    Collocations with TIME

    8 Eyl 2024

    5 min

  • Vocabulary

    10 ways to say “IMPORTANT”

    7 Eyl 2024

    5 min

  • Idioms

    Idioms About SECRETS

    6 Eyl 2024

    4 min

  • Collocations

    Collocations with GIVE

    5 Eyl 2024

    3 min

Ilknur

Ready to explore the jungles of grammar, climb the peaks of vocabulary, or dive into idioms? Whether you have a question, a pun, or just want to say hi, you’re in the right place!

Made by Yiğit Kemal Ağaç © 2024

All right reserved.

Ilknur

Ready to explore the jungles of grammar, climb the peaks of vocabulary, or dive into idioms? Whether you have a question, a pun, or just want to say hi, you’re in the right place!

Made by Yiğit Kemal Ağaç © 2024

All right reserved.

Ilknur

Ready to explore the jungles of grammar, climb the peaks of vocabulary, or dive into idioms? Whether you have a question, a pun, or just want to say hi, you’re in the right place!

Made by Yiğit Kemal Ağaç © 2024

All right reserved.

Ilknur

Ready to explore the jungles of grammar, climb the peaks of vocabulary, or dive into idioms? Whether you have a question, a pun, or just want to say hi, you’re in the right place!

Made by Yiğit Kemal Ağaç © 2024

All right reserved.