Phrasal Verbs with LOOK

Phrasal Verbs with LOOK

Look after - Bakmak, ilgilenmek, göz kulak olmak

Look up - düzelmek, iyiye gitmek, iyileşmek

Look up - aramak, temasa geçmek, iletişime geçmek

Look something up - Bir şeyi aramak, bir şeyin anlamına bakmak

Look in - Kısa bir ziyarette bulunmak

Look into - Araştırmak, incelemek

Look for - Aramak, bakmak, ummak

Look on - Seyirci kalmak, dışarıdan bakmak

Look out - Dikkat etmek

Look (a)round - Etrafa bakmak, göz gezdirmek

Look back - Geriye bakmak, geçmişi düşünmek

Look ahead - İleriye bakmak, geleceği düşünmek

Örnek Cümleler

1. She has to look after her younger brother while their parents are away.
   Ailesi uzakta olduğu sürece küçük kardeşine bakmak zorunda.

2. Things are starting to look up for the company after the financial crisis.
   Finansal krizden sonra işler şirket için düzelmeye başladı.

3. If you don't know the word, you should look it up in the dictionary.
   Kelimeyi bilmiyorsan, sözlükte aramalısın.

4. I’ll look in on my grandmother on my way home.
   Eve giderken büyükanneme kısa bir ziyarette bulunacağım.

5. The police are looking into the cause of the accident.
   Polis kazanın nedenini araştırıyor.

6. I’m looking for my keys. Have you seen them?
   Anahtarlarımı arıyorum. Onları gördün mü?

7. We just looked on as they played soccer in the park.
   Parkta futbol oynarlarken biz sadece seyirci kaldık.

8. Look out! There’s a car coming!
   Dikkat et! Bir araba geliyor!

9. They looked around the museum for an hour.
   Bir saat boyunca müzede etrafa baktılar.

10. When I look back on my childhood, I have so many good memories.
    Çocukluğuma, geriye baktığımda birçok güzel anı hatırlıyorum.

11. It's important to look ahead and plan for the future.
    İleriye bakmak ve gelecek için plan yapmak önemlidir.