Phrasal Verbs with COOK: Öbek Fiiller

Phrasal Verbs with COOK

cook something well/thoroughly: (yeterince) uzun süre pişirmek

traditional cooking: geleneksel yemek pişirme

home cooking: ev yemekleri

cooking time: pişirme süresi

cook a meal: yemek pişirmek

a cooking method: yemek pişirme metodu

cooking utensils: mutfak araç gereçleri, aletleri(kap- kacak)

cook something gently/slowly: kısık ateşte pişirmek

cooking technique: pişirme tekniği

cooking appliances: mutfak aletleri / pişirme aletleri

cooking ingredients: pişirme malzemeleri / yemek malzemeleri

cooking facilities: pişirme olanakları / mutfak ekipmanları

slow cooking: yavaş pişirme

superb cooking: mükemmel yemek pişirme

to share cooking: yemek pişirmeyi paylaşmak

Örnek Cümleler:

1. Make sure to cook the chicken thoroughly to avoid any health risks.
   Tavukta herhangi bir sağlık riski olmaması için tavuğu iyice pişirdiğinizden emin olun.

2. She learned traditional cooking from her grandmother.
   Geleneksel yemek pişirmeyi büyükannesinden öğrendi.

3. I prefer home cooking to eating out.
   Dışarıda yemektense ev yemeklerini tercih ederim.

4. The cooking time for this recipe is about 45 minutes.
   Bu tarifin pişirme süresi yaklaşık 45 dakikadır.

5. I usually cook a meal for my family every evening.
   Genellikle her akşam ailem için yemek pişiririm.

6. Grilling is a popular cooking method during the summer.
   Izgara yapmak yaz aylarında popüler bir yemek pişirme yöntemidir.

7. You’ll need some basic cooking utensils like a spatula and a frying pan.
   Bir spatula ve kızartma tavası gibi bazı temel mutfak gereçlerine ihtiyacınız olacak.

8. Cook the sauce gently over low heat to enhance the flavors.
   Sosu, lezzetini artırmak için kısık ateşte yavaşça pişirin.

9. Mastering cooking techniques can significantly improve your dishes.
   Pişirme tekniklerini öğrenmek, yemeklerinizi önemli ölçüde geliştirebilir.

10. Modern kitchens are equipped with various cooking appliances.
    Modern mutfaklar çeşitli pişirme aletleriyle donatılmıştır.

11. Fresh herbs are essential cooking ingredients in many recipes.
    Taze otlar, birçok tarifte vazgeçilmez pişirme malzemeleridir.

12. The hotel room comes with basic cooking facilities for guests.
    Otel odasında misafirler için temel pişirme olanakları mevcuttur.

13. Slow cooking is perfect for tenderizing tough cuts of meat.
    Yavaş pişirme, sert et parçalarını yumuşatmak için idealdir.

14. His superb cooking impressed all the dinner guests.
    Mükemmel yemek pişirme yeteneği, tüm akşam yemeği misafirlerini etkiledi.

15. In our family, we share cooking duties to save time.
    Ailemizde zaman kazanmak için yemek pişirme görevlerini paylaşırız.

    
    

    Cooking Verbs

    

    to boil: kaynatmak

    to roast: fırında kızartmak

    to bake: fırında pişirmek

    to grill: ızgara yapmak

    to fry: kızartmak

    to heat up: ısıtmak

    to microwave: mikrodalgada pişirmek

    to steam: buharda pişirmek

    
    

    Örnek Cümleler:

    1. Boil the potatoes until they are tender.
       Patatesleri yumuşayana kadar kaynatın.

    2. She likes to roast vegetables with olive oil and herbs.
       Sebzeleri zeytinyağı ve otlarla fırında kızartmayı seviyor.

    3. I will bake a cake for the party this weekend.
       Bu hafta sonu parti için bir kek pişireceğim.

    4. They decided to grill the steaks for dinner.
       Akşam yemeği için biftekleri ızgarada yapmaya karar verdiler.

    5. Fry the onions until they are golden brown.
       Soğanları altın rengi alana kadar kızartın.

    6. Please heat up the soup before serving.
       Lütfen servis yapmadan önce çorbayı ısıtın.

    7. You can microwave the leftovers for a quick meal.
       Artan yemekleri hızlı bir yemek için mikrodalgada ısıtabilirsiniz.

    8. Steam the vegetables for a healthier option.
       Sebzeleri daha sağlıklı bir seçenek için buharda pişirin.